top of page

Senelik Mektuplar

  • Writer: Sarnav
    Sarnav
  • Mar 31
  • 3 min read

Tam bir sene önce ne yaptığınızı, ne düşünceler içinde bulunduğunuzu veya nasıl bir durumda olduğunuzu sorsam kesin bir cevap verebilir miydiniz? Muhtemelen hayır. Ancak bunu bilmenin bir yöntemi var.


İlke edindiğim bir düşünce var ve bunu konu açıldığı takdirde hem yazılarımda hem de arkadaş ortamımdaki konuşmalarımda sık sık dile getirmekten çekinmem.


“Birinin hayatı en az 6–12 ay içerisinde tümüyle değişebilir.”

Ölçeği genişletelim. 10 sene öncesine uzanın hızlıca. Yaparken zorlanmayacaksınız çünkü aradan geçen seneler sizi çoktan bambaşka birine dönüştürdü. Fark etmek çok zor olmasa gerek.


Aynısını 5 sene için yapın bu defa. Yaparken zorlanmasanız bile, önce bunun 2020 senesine tekabül ettiğini ve o zamanlar çevrenizde nelerin olup bittiğini ya da o sene neler yaptığınızı düşüneceksiniz. Bir karara varmanız yine uzun sürmeyecektir.


Peki, bunu 1 sene öncesi için aynı hızla söylemek mümkün mü?


Önce aynı taktiği uygulayacaksınız: 2024 baharına dönecek, yaşamınızda o süreçte nelerin olduğunu hatırlamaya çalışacak, karara varmadan önce ikilemde kalacağınız noktalarla karşılaşacaksınız.


“O olay geçen sene mi yaşanmıştı yoksa ondan önceki sene mi? Emin olamadım. Karıştırıyorum sanırım.”


Doğru, artık aynı kişi değilsiniz, bunda bir yanılgı yok. Fakat hatırlanması, türlü olayları birbirine bağdaştırarak gelişen bir süreç bu. Bundan ötürü aldığınız bazı notları okuyacak, çektiğiniz türlü resimleri inceleyecek ya da belki ailenizden/arkadaşlarınızdan yardım alacaksınız.


Artık kaçınız yapıyor bilmem ama geleneksel olarak duvara astığımız, masamıza iliştirdiğimiz ama sadece ara sıra baktığımız takvim yaprakları pek değerli değiller gibi hissettiriyor zamanla. Hâlbuki tam tersi olmalıydı; geçip giden günlerin ve anıların geçerliliği olmalıydı. Canlılıkları ilk günkü gibi korunmasa da düşündüğümüzde nereden geldiğimizi, neler yaptığımızı hatırlatmalıydı.


Photo by Liam Truong on Unsplash


Bunun için 2014 yılında başladığım bir girişim var. Bugün onu bir yıl daha sürdüreceğim.


Başlangıçta, bir arkadaşımla sohbet ederken birbirimize mektup yazma fikri ortaya çıktı. Yazdıktan sonra onları bir kutu içine koyup sakladık (bir ağacın dibine gömmüştük) ve bir sene sonra da okumayı hayal ettik.


Aynı zamanda, o kutuyu bir sene sonra gidip oradan çıkarmayı unutmamak için bir not aldım ve bazı duygularımı da eklemeyi ihmal etmedim. Gel zaman git zaman, işler düşündüğümüz şekliyle ilerlemedi ve arkadaşlığımız son buldu. Kutuya ise kim bilir neler oldu.


Elimde bir tek hatırlatma notum ve sonraki yıl farklı düşüncelerle çevrilmiş bir ben kalmıştı. Durumu olumlu bir yöne çekme taraftarıydım. Böylece gelenekselleştirme kararı aldım ve Mart ayında sürekli olarak mektup yazdım. Bu defa başkasına değil, kendimeydi. O günden bu yana hiç aksatmadım ve bugün de aynı şekliyle devam edeceğim.


İşin artık garip gelmeyen yanı, bırakın 2014'teki beni, her geçen sene ile yeni ben arasında çokça fark oluyordu. Üstelik kendimi pek aktif olmayan, yavaş ve sakin yaşayan bir birey olarak görmeme rağmen böyle gelişebiliyordu. Anlıyordum ki, hayat bizi bir şekilde farklı noktalara sürüklüyordu. Kim olursak olalım, bu kesinlikle böyleydi.


Sürecin büyüsü kendine bağlamaya yetmişti. Sade ve hareketsiz gördüğüm yaşamımın aslında beklediğimden çokça değiştiğini görmek bana farkındalık kazandırıyordu. Son yıllarda ne zaman bu tür bir düşünce aklıma gelse, yazdığım mektuplardaki içerikleri hatırlıyorum. Bir sene sonraya bıraktıklarım hiçbir zaman aynı şekliyle kalmıyor, sürekli başka bir hal alıyordu.


Belki bunu olumsuz algılayabilirsiniz. Ben de öyle düşünüyordum. “Hayal ettiklerimi bir sene bile sürdüremiyorum, şu hale bak!” diyordum bazen. Fakat onları yapmasaydım, yeni isteklerim için çabalayacak olasılıkları bulamayacaktım. Yani, anın ve olumlu/olumsuz tüm yaşanmışlıkların değerine şükretmeme bir kez daha neden oluyor tüm o yazdıklarım.


 

İşte böyle. 2014'teki ben, devam ettiğimi öngörebilir miydi bilmem ama bundan gurur duyardı. Başlangıçtaki plandan farklı yönlerde ve şekliyle devam etsem de, zincirimi kırmamaya özen gösteriyorum.


Devamındaki mektuplarımı bir kalıba oturtmak için araştırma yaptım. Önce mail yoluyla gönderdiğim, güncelde ise bir uygulama halini aldığını öğrendiğim FutureMe uygulamasını kullanıyorum. Mektubunuzu yazıyor ve ileri bir tarihe yolluyorsunuz. O tarih gelince bir bildirim alıyorsunuz ve isterseniz devam ediyorsunuz, bu kadar basit. Sizi de bugün veya kendinizi iyi hissettiğiniz bir gün düşüncelerinizi ve hislerinizi toparlamaya, sonrasında ise mühürleyeceğiniz bir mektup yazmaya davet ediyorum.


Hep, "Ne de çabuk geçip gidiyor seneler," deriz. Fakat 1 sene düşündüğümüzden de uzun, upuzun bir süre. Onu sadece geçip gittiğinde anlıyoruz.

Comments


Let Me Know What You Think

Thanks for submitting!

© 2023 by Sarnav. Powered and secured by Wix

bottom of page