top of page

Kısıtlı Yazının Sınırsız Yaratıcılığı

İngilizce’de en sık kullanılan harf E harfidir. Onu T harfi izlerken, üçüncülük A, I, N, O ve S harfleri arasında paylaşılır. Yani herhangi bir İngilizce kelime yazarken ve söylerken içinde E harfi bulunması diğerlerine nazaran kuvvetle ihtimal. Bu aynı zamanda, eğer içinde E harfi bulunmayan cümleler kurmak isteseydiniz daha da zorlanacağınız anlamına gelirdi.


Peki ya seçili bir harfin, ki burada yine E harfinin, hiç kullanılmadığı bir kitap hayal edebilir misiniz? İşte böyle bir kitap 1939 yılında yayınlandı.


Ernest Vincent Wright tarafından yazılan ve 50 bin kelime içeren “Gadsby” E harfi içermiyor. Bilerek bu harfin kullanımına yer vermeyen yazarın aslında icra etmiş olduğu biçime ise “lipogram” deniliyor.



İlginç bilgi olarak araya sıkıştırma ihtiyacı hissettiğimden buraya yazıp konuya döneceğim: Eğer belli bir harfin kullanımının (lipogram) aksine, her kelimede illa ki belli bir harfin kullanımı var ise buna “reverse (ters) lipogram” deniyormuş. Bu türden kurallar ile birlikte yazmanın (ve şu anda değinmediğim birçok diğer tarzın) ise genel bir adı varmış: Constrained writing (Kısıtlı yazma). Öte yandan lipogram edebi bir biçim iken bunun edebi olmayan hali de müzikte bulunabiliyormuş ve belli bir notayı içermeyerek yapılabiliyormuş. Ona da “chromatic lipogram” deniliyormuş.

 

Konumuza dönelim. Wright’ın asıl amacı, İngilizce’deki “-ed” takısını kullanmamakmış fakat sonrasında bu halini almış. Kitap çıktığı zaman, şaşırtıcıdır ki sükse yapamamış. Biraz sıra dışı olduğundan ötürü dönemin yayıncıları zaman ayırmayı uygun görmemiş olabilir. Fakat zamanla koleksiyonerler arasında takip edilen ve toplanan bir kitap olmuş.


2007’de yazılan bir blog yazısına göre, yazılması beş buçuk ay sürmüş. Hatta Wright daktilosundaki E harfini basamayacağı şekilde kapatmış ve olası bir hataya karşı önlem almaya çalışmış. Zira metnin son halinden evvel yaptığı kontrollerinde gözünden kaçan dört adet E harfi olmuş. “The” kelimesini üç kez yazmış, bir kez de “officers” kelimesinde kullanmış. Sonrasında düzenleyerek son haliyle yayınlanmış.

 

Lipogram biçimini kullanan sadece Wright olmamış elbette. Fransız yazar Georges Perec de yine 300 sayfalık “La Disparition” (İngilizce’ye “A Void”, Türkçe’ye ise “Kayboluş” adlarıyla çevrilmiş) adlı eserinde E harfini kullanmayı reddedenlerden. Önceki örnekten 30 sene sonra yazılan bu eserde Perec, Gadsby’ye ve Wright’a göndermeler yapılarak saygısını göstermiş.


Bu kitap ile ilgili çok inanılmaz birkaç husus daha var. İlki, yukarıda bahsettiğim ters lipogram (tersine kısıtlama biçimi) ile birlikte Les Revenentes (İngilizce’ye “The Exeter Text” adıyla çevrilmiş) adında bir eser daha yazmış sonrasında. Bunda da her kelimesinde E harfini kullanmaya özen göstermiş.


Diğer akıl almaz konu ise, “La Disparition” yaklaşık 15 dile çevrilmiş. İşin muazzam yanı, çevrilen her dilde çevirmenler kitabın özüne sadık kalmışlar ve belli bir harfi kullanmayarak kitabı tercüme etmeyi becermişler. Acaba hangisi daha zor? Yoktan böylesine zorlu bir mücadeleye girişmek mi yoksa başka dile çevirirken o mücadeleye ortak olup doğru biçimde oluşturabilmek mi?


Belirttiğim gibi dilimize de “Kayboluş” adıyla çevrilen (2006 yılında Cemal Yardımcı çevirmiş, 320 sayfa) kitapta da E harfini kullanmamış. Türkçe’de en çok kullanılan sesli harf E ve A, en çok kullanılan sessiz harf ise K harfiymiş. (Kaynakta sayfa 8’de, Özet bölümünde yer alıyor)

 

Bu tür ilginç biçimlerin kullanımı kulağa harika geliyor açıkçası. Çünkü o noktada artık herhangi bir kitap olmuyor da, belli bir tarza, temaya, edebi kurala uyması gerektiği gerçeği de ön plana çıkıyor. Daha da sanatsal olduklarını düşündüğüm bir his veriyor bana. Harcanan emeğin de had safhada olduğu aşikar zaten. Sadece kısıtlı yazma (constrained writing) biçimlerini ele alarak bir derleme oluşturmak nefis olmaz mıydı?

Comments


bottom of page