Sonbaharın tonları ya da kışın durgunluğu ne getirecek bilinmez ama kilitlendiğimiz anlar bizi her daim bulabilir. Yani ilhamınızı tekrar tekrar kaybediyor olabilirsiniz. Bana da olduğundan, bunun üstüne gitmeyi ve nerelerde ilham bulduğumla ilgili güncel bir yazı yazmayı istedim. Bana da üstünde düşündükçe hatırlatıcı olacaktır. Daha önceki yazılarımda değindiklerim olabilir ama okumadan, bugünlerde bana iyi gelenleri not alacağım.
Photo by Kinga Howard on Unsplash
1. Rastgele okuma yapmak
Bu yeni değil, her zaman yaptığım bir aktivite. Ancak bugünlerde daha sık dikkat ettiğimi söyleyebilirim. Genelde gün içerisinde saçma sapan dahi olsalar birtakım bilgilere ya da makalelere bakmayı ilgi çekici buluyorum. Wikipedia gibi bir dijital ansiklopedi bence bunun en iyi örneği. Gönül isterdi ki benzer bir projeyi kişisel bağlamda yazdıklarım için oluşturabileyim ve ilgili kelimelerden makalelerime atlayabileyim. Ama konu bu değil.
Bu rastgele zıplamalar çok değerli. Çünkü hiç beklenmedik konular hakkında anlık okumalar yapmaya olanak tanıyor. Belki o başlıkla hayatınız boyunca bir daha hiç karşılaşmayacaktınız ya da onu araştırma gereği duymayacaktınız ancak öyle bir an geldi ki hızlıca göz gezdirdiniz veya bir süre dalıp da çıkamadınız.
İşte böyle anlar bana kalırsa en keyifli okuma ve araştırma anları. Çünkü belli bir konu üstünde zorunlu bir okuma yapmaktan ziyade, gönül eğlendirir gibi daldan dala atlayabildiğiniz bilgilere koşuyorsunuz.
2. İlgili referans ve çalışmaları incelemek
Başkalarının yaptıklarını gözlemlemek her zaman ilham verici. Bugün aslında detaylı olarak bu konuya değinmek istiyordum hatta ama genel olarak ele almak daha iyi olabilir diye düşündüğümden bu şekle çevirdim.
Bence tüm dünyanın sosyal medyada yaptığı şey tam olarak bu. Herkes, bir başkasının ortaya koyduğu gereksiz ya da büyüleyici herhangi bir uğraşın anonim ve dijital bir parçası oluyor. Kiminin dans hareketlerini izliyoruz ve vücudunun hareketli ve elastik oluşuna şaşırıyoruz. Kiminin dijital manipülasyon araçlarını ustaca kullanmasıyla ortaya koyduğu kesitleri izlerken seyir zevki yaşıyoruz. Kiminin diğerlerinden sıyrıldığını düşündüğümüz yeni türden fikirlerini inceleyerek takibe almayı yeğliyoruz.
Elbette kendi tarzımıza ve beğenimize göre bir dijital hesap şekillendiriyoruz. Öte yandan bu seçimlerimizin ne kadar garip yerlere kayabildiğini de durup düşününce bazı farkındalıklarımız oluyor. İşin ilginç yanı, normalde garip bulduğumuz bu içeriklerde dahi “bazen” bize ilham verebilecek türden fikirler edinebiliyoruz. Bir de bunu sevdiğimiz uğraş alanlarından insanlara bakarak yaptığımızı düşünürsek, fikir edinmek daha da olası.
Bugünlerde en çok yaptığım, sevdiğim türden felsefi videolara göz atmak oluyor. Kafamda öyle cümleler beliriyor ki bazen video ile hiç alakası bile olmuyor. Bir anda durdurup aklıma ne geliyor onları not alıyorum. Ki benim için gerekli olan da bu, bir şeylerin kafada belirmesi.
3. Başlangıçlar hakkında araştırmak
Fikir sahibi olmak ve üstünde hayal kurabilmek için bazen en başa dönmek gerekli olabiliyor. Bahsi geçen konunun kimin tarafından nasıl bulunduğunu, nasıl icra edildiğini, ne zorluklardan ve aşamalardan geçtiğini, nelere etki ettiğini ya da başka kimlere ilham verdiğini araştırmak düşünülenden fazlasını sunabilir.
Bu aynı zamanda, konunun zorluğunu ele alırsak, arada bir tıkanıp kalmamızın ne kadar olağan olduğunu da gösterebilir. Belki ilham verdiği alanları ya da kişileri görünce asıl değeri hakkında bizi teşvik de edebilir. Eğer hakkında düşündüğümüz konu gerçekten iyi işlere imza atan insanlara da dokunduysa bunu başarılı ve kaliteli bulmamız gayet olasıdır, öyle değil mi? Ayrıca herkesin bir hikayesi vardır ve ilk deneyimler benzersiz bir anlatıya ev sahipliği yapabilir.
Photo by Bekah Russom on Unsplash
4. Basit alışkanlıkları bozmak
Bu biraz garip gelebilir. Hatta basit görünüyor. Ama hiç de öyle değil. Hatta belki de en zoru çünkü kişiliğinizin bir parçasına günlük bir müdahalede bulunmaktan bahsediyorum.
Sabahları kalktığımda ilk yaptığım şey yatağımı toplamaktır. Bulaşık makinesinde her biri kirlinin yeri bellidir ve hep aynı şekilde koyarım. Kahvaltımı hazırlarken de yine rutin bir hazırlık yapar, yer ve kaldırırım. Sonrasında gün içinde yaptıklarım da yine günlük alışkanlıklarımın benzeri niteliğindedir.
Hayır, takıntılı ya da çok disiplinli biri değilim. Sadece bir düzene sahip olan tavırlarımı tek tek sıraladığım için böyle gözüküyor.
Bugün bunların hiçbirini aynı şekilde yapmadım ve dengem birazcık da olsa şaştı. Odama girdiğimde yatağımın dağınık oluşunu garipsedim mesela, topladığımı sanmıştım. Bulaşık makinesine her şeyi fırlattım, hiçbirinin yerini umursamadım. Sinirimi bozdu ama bu seferlik böyle olsun bakalım.
Böyle yapınca, sanki beynimi tıkayan ve her gün aynı şekliyle hareket ettiğimden gitgide boğup sıkılaştırdığım düğüme ters bir etki edip onu biraz olsun gevşetmiş hissettim. Bu sık yaptığım bir olay değil, öyle olsa belki de yeni rutinim haline gelirdi. Sadece arada sırada yapıp dediğim dedik tavırlarımı yumuşatmaya çalışıyorum. Bu da zannediyorum ki beynimin biraz olsun rahatlamasına ve kendini bırakmasına sebep oluyor.
Olağan akışının dışına çıkan beynim olan biteni anlamaya çalışırken biraz olsun daha aktif olabiliyor. Mesela bugün hiç aklımda yokken sonraki kitaplarımdan birine ekleyeceğim bir bölümü düşündüm ve not alabildim. Bitmiş kitabımla ilgili en son ne zaman bir çalışma yaptığımı ise hatırlamıyorum bile. Sanki uzun süredir sıkışıp kalan bir şeyi oradan çıkarıp almış gibiyim.
Başlığı ise bilerek basit alışkanlıklara atfettim. Daha ciddi rutinlere ara vermek sanırım çok cesaret edebileceğim bir hususmuş gibi durmuyor. Ancak kendinizde bunu görüyorsanız, deneyebilirsiniz.
5. Absürtlüklere maruz kalmak
Az önceki garipliğin üstüne nasıl ekleyebildim bilmiyorum ama yaptım işte.
İlhamın olmayışı can sıkıcı bir durum. Yani, gerçekten can sıkıcı, iç çektiren ve boğucu şekliyle. Bazen üstümüzdeki ölü toprağı atmak için duygu durumumuzu acilen değiştirmemiz gerekebiliyor. Bunu fiziksel manada sağlamak da pek uygun; örneğin koşuya çıkmak ve vücudu bir hareket haline maruz bırakmak da benzer bir etkiyi gösteriyor. Pek hareket halinde olmayan biri iseniz bu da absürtlüklerden biri olabilir bittabi.
Benim aklıma ise daha çok gülmek hatta kahkaha atmak geliyor. Belki gün içerisinde çok gülmediğim için aklıma gelen budur. Bunu sağlayan ise komedi programları ya da sahne gösterileri haliyle. Ayrıca sahne performansı sergileyen kişiler genelde akıllı, hızlı düşünen ve yaratıcı kişiler oluyor. Hatta doğaçlama yapmak pek daha zor.
Bunu bana sunacak programlar neyse onları izliyorum. Özellikle de belli kurallar çerçevesinde bir şeyler sunması gereken kişilerin anlık performansları harika. Çünkü o anda bir şeyler yaratmak ve bunu mümkün olan en komik şekilde sunabilmek ustalık istiyor. Kıskanıyorum doğrusu.
Onlara iletilen kelimeler ya da kurallar doğrultusunda ben de hemen düşünür pozisyona geçiyorum ve orada, onların yerinde olsaydım neler yapardım, söylerdim, bunlar hakkında kafa yormaya başlıyorum. İster istemez kafam çalışıyor ve belki de daha önce hiç duymadığım, mantıklı ya da mantıksız konularda fikir üretmeye, onları zihnimde canlandırmaya başlıyorum. Kazanan ya da kaybeden olmayacağımdan ötürü de onlardan bile daha özgürce yapabiliyorum. Bu da haliyle hayal gücümü çalıştırırken mutlaka bazı konularda ilham sağlayabiliyor.
Sosyalleşme amacıyla edinileceklere bilerek değinmedim. Kişinin tek başına olduğu durumlarda neler yapabileceği konusunda hatırlatma niteliğinde bir yazı yazmak istedim sadece. Kaldı ki en son ilhamımı kafede oturduğumuz sırada arkadaşımdan, yazmak istediğim kurgu hikayesi hakkında aldım. Ancak hem bu sık yaptığım bir şey değil hem de herkesin aklına gelebilecek noktalardan birisi bence.
Comments