Bir eserde en çok kullanılan noktalama işareti sizce hangisidir? Nokta mıdır yoksa virgül müdür? Mantıken hangisinin daha fazla olmasını beklersiniz? Peki, her eser buna bağlı kalarak mı yazılır?
Kitap kulübünde okumak üzere gerekli kitabı satın aldım, içini bile açmadan koştur koştur arkadaşımla buluştum. Soluklandıktan sonra konu buraya geldi, kitabı görmek istedi, uzattım.
Şaşırdı! Cümleler arası altlı üstlü boşluklar, herhangi bir romanda göreceğiniz aralıklarda değildi, ilkokulda okuduğunuz türdendi. Hani şu okumayı kolaylaştıran ve sayfayı o kadar da dolu göstermeyen cinsten. Elime alıp incelerken bunun yayınevi ile alakalı olabileceğini düşündüm ama şaşkınlığına da eşlik ettim.
Derken gözüm birkaç cümleye çarptı, sonra birkaç tanesine daha. Diyalogların sonunda virgüller vardı ve cümle tamamlanmıyordu. Bilmediğim türden bir kullanım olduğunu düşündüm, ses etmedim.
İncelemeye devam ettikçe bunun her yerde aynı şekilde olduğunu gördüm. Anlam verememiştim çünkü virgüller kelimenin tam anlamıyla her yerdeydi. Öte yandan görmeye hasret kaldığım noktadan hiçbir ses seda yoktu.
Gülüştük ve durumu oyuna çevirdik, başladık noktaları aramaya. Birkaç tane bulunca cümlenin nesinin farklı olduğunu merak ettik. Hayır, sıradan bir cümleydi işte. O halde neden diğerlerinde nokta olması gerekirken virgül vardı?
Photo by Teslariu Mihai on Unsplash
Yazarın Nobel Edebiyat Ödülü sahibi ve Norveçli olduğunu bilmem dışında kendisinden bihaberdim. İskandinav Edebiyatı’nda da hatır sayılır birisi olduğunu okumuştum. Kitabın konusu ya da kendisinin yazım stili hakkında en ufak bir fikrim yoktu ki oylamamı bu merakımla yapmıştım.
Yazı boyunca eserle ilgili sürpriz kaçıran bir noktaya değinmeyeceğim. Zaten kitabı tam anlamıyla bitirmedim. Bu yüzden olumlu/olumsuz bir değerlendirme yapmaktansa, neden böyle bir yol izlemiş olabileceğini ele alacağım.
Eserin içeriğiyle ilgili eklemelerim olmasa da, Nobel Ödülleri’ne eskisi kadar anlam yüklenmediğini belirtmem gerek. Kaldı ki, bir diğer İskandinav ülkesi olan İsveç’in komitesinden Norveç’e giden bir ödül çoğunluğun gözünde her zaman şaibeli olarak kalacak. Nobel ile ilgili daha fazla okuma yapmak ve güvensizliğimin nedenini öğrenmek isterseniz, yazımı inceleyebilirsiniz.
Noktalama işaretlerine dönelim. Bununla ilgili hızlı bir girişimde bulundum. Öncesinde, kitaba erişemeyecek arkadaşlarıma gönderebilmek amacıyla dijital olarak edinmiştim. Böylece henüz okumamış olsam da, istediğim işlemi gerçekleştirmek için gerekli her şeye sahiptim.
Yaklaşık olarak 16 bin kelimeden oluşan bu eseri Word dosyasına aktardım ve bozuk yanları üzerinde biraz düzenleme yaptım. Sonrasında tüm virgül, nokta, soru işareti ve ünlemleri kaydettim. Sonuç kitabı bilmeyenler için inanılmaz, diğerleri için ise kısmen anlaşılır gelecektir.
Şimdi, en baştaki soruyu tekrar düşünüp bir cevap verin. Sizce virgül ile nokta kullanımı arasındaki oran ne olabilir? Belki hemen hemen aynıdır ya da virgüller noktaların iki-üç katı kadar fazla kullanılmıştır. Ne düşünüyorsunuz? Cevabı hemen vermeyeceğim çünkü öncesinde başka bir ekleme yapacağım.
Sonuca bir anlam yükleyebilmek adına karşılaştırma yapmak gerekecektir. Elimde 16 bin kelimelik başka bir dijital dosya yoktu. Ben de, yine bu ay okuduğumuz Edgar Allan Poe’nun eserlerini ele almayı uygun gördüm. Tabii ki bunlar kısa hikayelerdi. Okuduğumuz beş adet hikayeye bir ekleme daha yaparak bu sayıyı aşağı yukarı eşitledim.
Merak edenler için ele aldığım öyküler şunlardı: “Kara Kedi”, “Metzengerstein”, “Doktor Katran ve Profesör Tüy’ün Sistemi”, “Sıradağların Öyküsü”, “Randevu” ve ek olarak da “Berenice”.
Sonrasında aynı işlemi kısa öyküler için de yaptım, kayıtlarımı aldım ve onlardaki oranları da gözlemledim. Böylece artık karşılaştırma yapmaya hazırdım. Poe’nun altı hikayesinin toplamı ve Jon Fosse’nin “Sabahtan Akşama” adlı eserini yan yana koydum. Eserlerin hepsini Türkçe ele aldım.
Hadi bakalım, tahmin yapmak için son şansınız!
Toplamda yaklaşık 16000 kelimelik içeriklere göre Fosse ve Poe noktalama işaretleri karşılaştırması - Image by Author
Evet, Fosse bu eserinde toplamda 4 bine yakın virgül kullanmışken 32 adet nokta kullanmış durumda. Cevaplarınız arasında 120 küsur kat varsa kazanan sizsiniz. Diğer yandan ise Poe’nun altı öyküsünde noktalar baskın ancak virgüller de abartılı bir düşüklük sergilemiyor.
Dürüst olmak gerekirse, bu yazıyı yazarken benim cevabım virgülden yanaydı. (Altı hikayenin sadece son ikisinde virgül kullanımı nokta kullanımından birazcık daha fazla)
İşin diğer garip yanı, başlangıçta kafa yormadığımız ünlem ve soru işareti kullanımında yatıyor bence. Soru işaretinin makul seviyelerde seyrettiğini görüyoruz. Ancak ünlem konusunda aynısı söylenemez. Eğer istatistikteki (düşük olduğunu tahmin ettiğim) hata payını işin içine katarsak, (dosyalar arası aktarımda oluşabilecek olası format bozukluklarından ötürü) en fazla üç-beş adet ünlem kullanımı olmuş olabilir. Bu, sonucu değiştirmiyor elbette. Ya Poe duyguları vurgulu bir şekilde verme taraftarı ya da Fosse tümüyle sakin bir anlatımın peşinde.
Ayrıca unutmayalım ki, bir esere karşılık (tek olay örgüsü üstünde anlatım) altı adet farklı eseri ele aldığım için, değişen tema, karakter, olay örgüsü gibi etmenler buna kesinlikle etki ediyor.
Şimdi elimizdeki azıcık bilgiyle ne çıkarımlar yapabileceğimizi düşünelim. Doğru olsun olmasın, türlü varsayımlarda bulunma şansımız var. Ancak önce ana karakterlerimizi hatırlayalım.
Nokta, cümlelere bir son verip bize nefes almamızı tembihler ve o cümleyle olan bağımızı koparmamızı söyler. Kendimizce verdiğimiz es ile birlikte sonraki cümleye başlarız ve bir şekilde bitiririz. Bu sürecin devamlılığıyla okumamızı sağlarız.
Oysaki virgül, nokta gibi hissettirse de ondan apayrı bir işarettir. Koca bir nefes alacak oksijeni tanımaz bize, kafamızın bulanmasını istemez. Aynı cümle içinde devamlılığı sağlayan, teftiş eden bir görevlidir. Bazen alışveriş listemizi sayar bizim için bazen de cümledeki anlamın bozulmasını engeller. Nokta gibi nizami olmasa da onun gibi disiplinlidir ve çok yönlüdür.
Belki de Fosse, virgülün bu yönüne aşık olmuştur, kim bilir. Noktanın gelenekselliğinden ve durağanlığından sıkılmıştır, virgüller eşliğinde bir oyun sergilemek istemiştir. Asıl merak ettiğim diğer öykülerinde böyle bir tarzı devam ettirip ettirmediği idi. Adını ve virgülü yan yana koyup araştırdığımda böyle olduğunu hızlıca gördüm. Nokta kullanımını azaltma tercihi, Norveççe'nin dil yapısına da bağlı olabilir, bilemiyorum. O dilde ele almadığımdan, sonuçların bağlama göre değişebileceğini unutmamak gerekir. Ancak Fosse ya tarihte iz bırakmak istedi ya da yenilikçi bir duruş benimseme yoluna girdi. Sizce Nobel’i kazanmasına etki eden etmenlerden biri bu olabilir mi?
Poe ise dengeli bir yol kat etmiş sanki. Belki çokça şaşırmış, sinirlenmiş, aşkını haykırmış! Bir yerlerde yaygaralar koparmış ya da sustururken karakterlerini ş harfini çokça bastırmış. Acaba o dönemlerde duyguların dışavurumu daha mı gerekliydi? Yoksa Gotik edebiyatta sıkça tercih edilen bir işaret miydi? Onun sessiz ve karanlık yanı, romantizm ile birleşince beklenmedik ünlemleri mi doğuruyordu? İçinde tuttuklarını öykülerinde mi salıveriyordu?
Sizce tüm bu kullanım farklılıkları, bizlere yazarların kişilikleriyle ilgili ipucu verebilir mi?
1100+ kelimelik yazıda yer alan noktalama işaretleri - Image by Author
Neden kesme işareti, tırnak, tire, iki nokta, noktalı virgül, üç nokta ve parantezi ele almadın diye sormak isteyenleriniz olabilir.
Kesme işaretinin kullanım şekli, eserin esas diline ve çevirisine göre farklılık gösterebilir. Tırnak, diyalog kullanım biçimiyle değişiklik gösterir. Tire, yine farklı dillerdeki sözcüklerin kullanımında ve cümleleri alt satıra taşımada farklılık yaratabilir. İki nokta, noktalı virgül, üç nokta ve parantez ise genelde çok fazla kullanılmıyor. Bu düşüncelerle birlikte hem çok fazla detaya inmekten kaçındım hem de açıkçası çok gerekli görmedim.
Özellikle kodlama yeteneği olan arkadaşlarımın bu tarz bir projenin üstesinden gelebileceğini biliyorum. Eğer olur da yaparsanız, eserlerin orijinal dilini ya da sadece tek bir dilde yazılmış eserleri ele almanızı önerebilirim.
Eminim ki, kapsamlı bir çalışmayla elde edilecek derli toplu ve büyük veriler eşliğinde bahsettiklerimizin (bir kısmının da olsa) cevabını bulabiliriz ve daha isabetli tahminlerde bulunabiliriz.
Fosse’nin sıra dışı anlatımı ne kadar keyiflidir, okuyunca ve arkadaşlarımı dinleyince göreceğim. Fakat şu bir gerçek ki, farklı olan tarzı sayesinde bunu hazırlama ihtiyacı güttüm. Çünkü merak ettim! Acaba edebiyata biraz olsun matematiksel gözle de bakabilir miyiz, görmek istedim.
Poe, duygularının yanı sıra mantığını kullanarak “Kuzgun” şiirini yazmıştı. Belki bizler de edebiyatın kendiliğinden şekillenen bu yüzünü biraz olsun noktalama işaretlerinin kullanımının sıklığı ile görebiliriz.
Comments