top of page

Aralık Düşleri

Yumuşakça yağarken kar, okulun son demleri.

Bir sene olmuş yahu! Çarçabuk gelip geçti.

Meltemin tatlı esişi, sıcağın dayanılmaz çilesi

Sanki dün gibiydi, ter attığımız üç ay tatili.


Sobadaki ıtır, turuncu çıtırtılar

Ve dumanıyla evi fetheden ekmekler,

Döşemelerden sızan amansız soğuk,

Ya o naftalin kokan battaniyeler.


Ruhu vardı son günlerin, kendini bekleten.

Üç beş lira da olsa kazanırdı amortiye tav olan.

Değeri arttı, artacak. Geçti gitti günler!

Artık pek yok tombaladan bile zevk alan.


O çocuğa ne oldu, dileğiydi hani büyümek?

Zaman galip geldi bak, söyle dünya kaç bucak.

Kapatıyor bir diğerini; pek hissiz ve tarifsiz…

Otuz oldu gözlüyor, otuz aralıktan bakarak.


Mum üflenir gibi dilekler; sağlık, huzur nidası coşar.

Öteki geri kalır mı, oh, sıralar arkası sıralar.

Tıkındı yemeği, aldı verdi hediyeyi…

Gönülden geçirir kimisi tomar tomar paralar.


Önce aile sıcaklığıydı, mandalina kabuğu, kestane…

Gençler soluk soluğa, “Hani benim sevdiceğim nerede?”

Yeni yıl cimri çıktı, kuruyup kalmış tüm dilekler

Ne surat astın? Piyangodan çıkmadı mı bir şey yine?


Dur, gitme! Hikayeler iyi sonla biter hep.

Malum, vakti gelince konuşuverdim yalapşap.

Çocuk büyüdü, büyük küstü, fırtınasını kustu.

İsteklerimiz her daim, bazen istemez neden sebep.


Belki abartılı, süslü, manasız ya da derinden

Herkes bir dala tutunur, kimse alamaz elinden.

İnsan işte budur, bile bile onlarla var olur.

Geçmiş geleceği hatırla o an gözünü kaparken.



Photo by Nikhita Singhal on Unsplash

Comments


bottom of page