top of page

2025'e Yönelik Yazar Kararları Oluşturun

Geçen sene 14 Aralık tarihinde oluşturduğum yeni yıl kararları listemi, 2025’te de devam ettirmek istiyorum. Belirteceklerim daha iyi bir yazar olma açısından kendime verdiğim sözler, hedefler ya da en azından temenniler. Geçen seneki yazımı aşağıdaki bağlantıdan okuyabilirsiniz. İngilizce ama gayet anlaşılır, hızlıca göz gezdirmeye değer. Orada anlattıklarımın çoğuna tekrar değinmeyeceğimden ilgilenenler okuyabilir.



Kendimi bildim bileli, boş defterlerimin en arkasına gelecek hedefleri yazdım. Bunların çoğu uçuk kaçıktı ve sonraki senelerde dönüp baktığımda genelde gülüp geçtim. Onları ne tür düşüncelerle yazdığımı aklım almazdı. Muhtemelen anlık gaza gelmelerin yardımıyla doldurduğum listeler olurdu bunlar. O zamanlar bir türlü anlayamamıştım, ne kadar çok hedef o kadar muhtemel hayal kırıklığıydı. En azından benim için bu şekildeydi.


Sonra söyleyeceğimi şimdi söyleyeceğim ve bunu bir önceki cümlemin tam tersini kullanarak yapacağım: Çok fazla hedef koymak olumsuzluğu beraberinde getirmek zorunda değil. Çünkü burada önem taşıyan unsur, kararların çokluğundan ziyade çokça kararlı olmakta yatıyor.


Küçükken hedeflerimiz hayalî olurdu hatta bazıları epey imkânsız görünürdü. Bunda bir sakınca yok. Ancak başarısızlık düşüncesini içimizde barındırmamız ve belki de büyük önem taşıyan o bazı kararlarımızdan caymamız asıl problem.


Bizler büyüdükçe, yaşantımızın birçok köşesini işgal eden ve hayal gücümüzü tahtından etmeye aday olan mantıksal yaklaşım, hedeflerimize yansımak zorunda. Bunu tümüyle benimsemekten değil, hedeflerin tutarlılığını oluşturmaktan bahsediyorum hiç şüphesiz.


Duygu durumlarımızın anlık yükselişleri buna ket vurabiliyor ve bizleri fantastik rüyalara zorlayabiliyor. Fakat gün geçtikçe onlara ne kadar uzak olduğumuzu anlıyor ve kararlar koymaktan bütünüyle kopuyoruz.



Photo by Isaac Yuen on Unsplash


Ne mutlu ki, büyüyoruz ve makul düşünceler ile hayal gücümüzü aynı anda yürütmenin olasılığını daha iyi kavrıyoruz. En azından biz yazarlar ve okurlar için bunun gerçekliği daha görünürde. Ve yine, ne mutlu ki, yeni yıl gibi dönemsel fırsatlarla karşılaşıyoruz. Böyle anlarda kendimize çeki düzen verip kararlılığımızı sorgulama fırsatını yakalıyoruz.


Tam da bu yüzden, yılın en sevdiğim günleri bu günlerdir benim için; tazelenmenin, silkelenmenin, umudumuzu yenilemenin en değerli ve keyifli günleridir bunlar. Umarım sizler de öyle görüyorsunuzdur.


Şuna değinmeden geçmeyelim, frenlerimiz sıkı tutmalı. Herkes geçmişte olduğundan daha “iyi” bir hâlde olmayı yeğler. Ancak bu düşlerimizin gerçekle buluşmadığını fark ettiğimiz anlarda, daha “iyi” olduğumuz nostaljik hapishanelere tıkarız kendimizi. Bunun önüne geçmek önemli, zira nostalji kaotik ve kontrol edilemez bir silah olmaktan çekinmeyen, yavaş yavaş işleyen bir zehir etkisi yaratabilir. Bunu istemeyiz.


 

Konumuza dönelim. Yazma konusunda kesinlikle iddialı ve şevkli olduğum 2023 boyunca, hedeflerim ve kararlarım da aynı ölçüde yüksekteydi. Yine de, 2024 yılında birçok hedefimi gerçekleştirmiş ve sözlerimi tutmuş olmak harika hissettiriyor.


Yazarlık yolculuğumda gelişme göstermek adına kararlarımı “okuma”, “yazma”, “çalışma ve araştırma” ve “paylaşma, tartışma ve geri bildirim alma” olacak şekilde dört gruba ayırmıştım. Buna göre gündelik, haftalık, aylık hedefler koydum veya sene içerisinde gerçekleştirmek istedim. Tahmin edileceği üzere baskın nokta yine süreklilikti.


Şu kadar gün içinde X kelime yazı yazmak, bu türlerden Y kadar kitap okumak, kimi yazarların stilleri hakkında kafa yormak ve arkadaşlarım bana dayanana kadar düşüncelerimi anlatmak...


Dönüp bakıyorum da, bunların birçoğunu (yapamayacağımı sandıklarım dâhil olmak üzere) yapabilmişim. İşin ilginç yanı ise, bu türden yarı resmi hedefleri daha önce koymadığımdan, onları becerebildiğim şekilleriyle benimseyebilmek oldu. Odak noktam başardığımı görmek olunca da aslında daha fazla keyif aldım ve o konuda bir hayal kırıklığı yaşamadım. Dolu taraftan bakabildim yani. Normalde bunu pek beceremem.


 

Lafı daha fazla uzatmadan beraber hareket edelim.


Okuma ve yazma sürecimize ne zaman vakit ayırabileceğimizi en iyi kendimiz bildiğimiz için dürüst şekilde hareket etmek durumundayız. Elbette isteklerimiz hep daha fazlasıdır ancak yoğun bir yaşantı içerisinde bunu gerçekleştirememek pek olası. Bu yüzden ben bazı örnekler sunacağım siz de kendiniz için uygulamaya koyun lütfen. Fark ettiklerim ve tecrübelerim doğrultusunda başlayalım.


Image by author


Okuma

  • Ayda ya da yılda olacak şekilde belli bir sayıda kitap okumak

Her ay, kocaman bir zaman dilimi gibi görünebilir ancak türlü meşguliyetleriniz size engel olacaktır. Bundan ötürü düşüncenizi genele yaymak hedef erişilebilirliğini artırabilir. Senede 5 ya da 10 kitap okumak görece makul gelebilir. Bu sizi daha az bilgili yapmaz. Küçük hedeflere ulaşmak, büyük hedeflere ulaşamamaktan âlâdır.


  • Normalde okuduklarınızdan farklı türlere yer vermek

Bu en başta akla gelen bir düşünce olmayabilir. “Kitap okumak zaten zor ve zaman alan bir şey, bir de sevmeyeceğim türlere mi yer vereyim” düşüncesi ağır basabilir. Fakat bir yazarın görüş açısı geniş olmalıdır. Bilgi, her yerden edinilebilir. En kötü ihtimalle o türe neden yabancı kaldığınızı anlatır/hatırlatır. Belki de beklenmedik bir başka tür hayatınızın merkezinde yer almaya başlar.


Yazma

  • Haftada, ayda ya da yılda olacak şekilde belli bir kelimede/sayıda yazı yazmak

Zaman aralığı konusunda anlaşmaya vardığımızı düşünüyorum. O halde kurgu olsun olmasın öyküler yazılabilir. Günlük (her gün olmak zorunda değil) tutulabilir. Yazı platformlarında paylaştığınız yazılarınıza bir düzen getirilebilir. Adedini siz belirleyin ve asla yetiştirme duygusuyla hareket etmeyin. Eğer ayda bir yazabiliyorsanız, öyle olsun. Kararlarımız bize bir üst limit getiriyor gibi görünse de asıl amaç o tutkuyu diri tutmaktır. Kişi her zaman kâr edemez belki ama elde olanı tutmak kaybetmekten yeğdir.


  • Not tutma alışkanlığını edinmek

Yazı yazmak yürümekse, not almak emeklemektir. Çokça yer verdiğim bir uygulama bu. Eğer bunu benimsemiş biri değilseniz, başlangıçta nereye not aldığınız pek önemli değil. Ancak belli bir düzende olması elbette geriye dönük daha verimli olacaktır. Okuduklarınızla, düşündüklerinizle, fikirlerinizle ilgili mutlaka not alın. Ne kadar çılgınca ya da aptalca olduğunu önem arz etmiyor. Amaç, kalemi elinize alıp (ya da dijital ortamda rahat ediyorsanız) o anki hislerinizi yansıtan kelimeleri kâğıda dökmek. Bence bu kendini belli etmeyen bir terapi niteliği taşıyor. Tarih atmayı sakın unutmayın.


Çalışma ve Araştırma

  • Okunulan eserleri araştırma alışkanlığı edinmek

Kitabı okumadan (içeriğin sürprizini kaçırmamaya dikkat edin) evvel ve kitabı bitirdikten sonra olayları daha iyi kavramanıza yardımcı olacak şekilde araştırın. Yazarın hayatı veya o dönemki küresel olaylar gibi öne çıkan durumlar da okunulan kitaba etki eder. Bu, aynı zamanda bir ayna görevi taşıyabilir. Çünkü her birimiz, yazdıklarımıza bir parçamızı aktarırız ki bu bazen gerçekten de üstü kapalı ve fark etmeksizin olur. Bence bu tutum, okuma zevkini ve kitaptan alınan tadı artırıyor. Daha fazla okumaya ve okuma hedeflerinize ulaşmaya yönlendiren bir alışkanlık olabilir.


  • Kendi yazı stilini bulmak ya da farklı stilleri denemek

Bu husus da yazma hedeflerinizde kolaylıkla sağlayabilir. Her birimiz, belki farkında değilizdir, bir tür tarz benimseriz. Henüz yer etmemiş de olabilir ancak bizi mutlaka bulacaktır. Bunlar okuduğumuz yazarlar, türler, edebi biçimler ile yakından alakalıdır. Kimi şairane yazar kimi düz yazıya bayılır. Bazısı kısa kısa anlatır derdini diğeri destanlarca aktarır. Bu biçimler, konuşmamızı bile etkileyebilir. Bunun farkına varmak adına önceki yazdıklarımızı incelemek iyi olabilir. Bu konular hakkında konuştuğunuz bir arkadaşınız size yardım sağlayabilir.


Eğer stilinizin ne olduğunu biliyorsanız bunu çeşitlendirmek yararlı bir uygulama olabilir. Elbette bunun için de alakalı eserleri okumak ve pratik yapmak gerekecektir ki ilk iki kategoride değindiğimiz hedeflerimize ulaşmakta yardımcı olabilir.


Paylaşma, Tartışma ve Geri Bildirim Alma

  • Bir gruba ve ilgili etkinliklerine katılmak/oluşturmak

Geçen sene bu konuyu ele aldığımda herhangi bir çevrimiçi grup içerisinde değildim ve ortada böyle bir plan da yoktu. Üstüne üstlük, bu tür konularda asla adım atan biri değilimdir. Tümüyle çekingen ve biraz da uyuşuğumdur. Ancak bu adımı attığım için koca bir seneyi bambaşka bir şekilde geçirdim ki bundan çok mutluyum.


Yazarlık yolculuğumda öyle ya da böyle birçok şekilde etkilendim ve söylenene göre etkiledim. Buna neden olan en önemli husus, bireyselliğimden sıyrılıp çoğunluğun içine girmekti. Çünkü bir oluşumun parçası olmak: yolculukta tek olmadığımızı, aynı dertlere sahip başkalarının da olduğunu, çözümlere beraberce ulaşabileceğimizi, farklı düşünce yapılarını gözlemleyebileceğimizi kanıtladı. Hiç şüphesiz ki, bunu bilmek ile deneyimlemek arasında bir fark var.


Üstüne üstlük her zaman hayalim olan kitap kulübü etkinliklerinde bulunmak ufkumu gerçekten genişletti. Bir önceki başlıkta belirttiğim alışkanlığı kazanmamı sağladı. Yanı sıra, kitap okuma hedefimi düzene soktu. Aynı idealler etrafında şekillenen insanların sağladığı güven ve motivasyon haliyle yazma sürecime de yansıdı. Farklı fikirler edinmeme, yazı stilimle ilgili geri bildirimler almama, başkalarının neler becerebildiğini görmeme olanak tanıdı. Bu zamana kadar bahsettiğim hedeflerin birçoğu bireysel olarak becerilmeye uygun fakat bu tarz bir grubun içinde (elimizden geldiği kadarıyla aktif olarak) bulunmanın bir kolaylık sağladığı reddedilemez.


Sizlerin de bizlerle ya da kendi arkadaşlarınızla oluşturduğunuz gruplarınız, bu doğrultuda çok fazla olumlu etki yaratacaktır. Gerekirse bunu 3-4 kişilik arkadaş grubunuzla yapın ve bir düzen sağlayın. Pişman olmayacaksınız. Yazarlık serüveninizin nerede olduğunu görmeniz açısından yararlı olabileceğine eminim.


Photo by Ian Schneider on Unsplash


Bitirirken hatırlayalım, kararlarınızı lütfen yaşantınızın meşguliyetine göre şekillendirin. Onlara hiç başlamadığınızda ya da istediğiniz zamanı ayıramadığınızda kendinizi kötü hissetmeyin. Psikolojik yatırımınızı (yazarlık konusunda veya değil) tümüyle bu kararlara bağlamayın. Bazen o düşüncenize artık aynı mantıkla yaklaşamadığınızı görürsünüz. Tümüyle bir yeniden yapılandırma ne kadar doğru olur bilemem fakat onların arasında takip etmek istediğiniz hedefleriniz varken yenilerini eklemenin de doğru olduğunu düşünmüyorum.


Bir yazar olmanın sırlarını bilmediğimden irdelediğim kategorilere ciddiyetle aldırış etmeyin. Kendi kavrayışınıza göre şekillendirin. Başkalarını okuyun, dinleyin. Yaşamınıza en uygun hedefleri ortaya koyun. Burada ele almadığım birçok örnek olabilir, dilerseniz bunları paylaşın ve diğerlerine fikir verin. Fikirleri alırken de mutlaka süzgecinizden geçirin.


Kararlarınızı bir sayı/adet ile bağdaştırmak zorunda hissetmeyin. Bir yıl, geriye dönüp bakınca çok hızlı geçse de, malumunuz o an içinde kocaman bir süreç. “Bunu yapamazsam benden yazar olmaz” gibi kesin ve ağır yargılarla kendinizi cezalandırmayın.


 

Yazarlık, bir yolculuk ve her yolculukta olduğu gibi, varılacak yerden çok yolda geçirilen zaman değerli. Kararlarınızı esneklikle, tutkuyla ve kendinize karşı dürüstlükle şekillendirin. Unutmayın, her yazarın yolu kendine özgüdür ve yazmak günün sonunda yalnız bir iştir.


Yazmak ve okumak, hem geçmişi hem de geleceği dönüştürmenin en güzel yollarından biri. 2025’i şekillendirmek kelimenin tam anlamıyla sizin ellerinizde.

Commenti


bottom of page